Yazar: AsymTrading
Derleyen: AididiaoJP, Foresight News
Çoğu trader, yöntem, gösterge veya bilgi eksikliğinden değil, işlemin aslında ne olduğunu anlamadıkları için başarısız olur.
*Trading Psychology* kitabında Mark Douglas, “işlem tahmin, kesinlik arayışı ve haklı olmakla ilgilidir” düşüncesini tamamen yıktı. Bunun yerine, piyasayı yeniden tanımladı: bu, yeterince uzun bir süre boyunca avantajınızın belirgin hale geldiği olasılıksal bir ortamdır.
Bu nedenle birçok deneyimli trader, Douglas’ın temel felsefesini basit bir cümlede özetler:
İşlemler özünde bir desen tanıma sayısal oyunudur.
Bu makale, bu ifadenin gerçekte ne anlama geldiğini ve yanlış anlaşılmasının aksi halde iyi bir işlem sisteminizi nasıl sessizce mahvedebileceğini açıklamayı amaçlamaktadır.
İşlem tahmin değildir.
Douglas’ın en temel noktası çok basittir:
Bir sonraki ne olacağını asla bilemezsin ve bilmene de gerek yok.
Piyasa, tek bir işlem seviyesinde doğası gereği belirsizdir. Hiçbir desen, gösterge veya haber bir sonraki işlemin sonucunu garanti edemez. Tek bir işlemde sürekli kesinlik bulmaya çalıştığınızda, korku, tereddüt ve duygusal müdahale ortaya çıkar.
Douglas’ın tanımına göre işlem, piyasanın bir sonraki saniye yükseleceğini veya düşeceğini tahmin etmek değil, belirsizlik karşısında bir planı nasıl etkili bir şekilde uygulayacağınızdır.
Bir desen tahmin yapmaz—sadece “avantajları” tanımlar.
Douglas, desen tanımanın varlığını reddetmedi. Aslında, traderların kendi işlem yöntemlerine sahip olması gerektiğine inanıyordu.
Düzeltmek istediği, traderların bu desenlere bakarkenki zihniyetidir.
Etkili bir işlem deseni şu anlama gelmez:
-
Bu işlem “kesinlikle” para kazanmalı.
-
Piyasa size bir kâr “borçlu”.
-
Bir kayıp, yöntemin “başarısız” olduğunu kanıtlar.
Bir desen sadece bir şeyi temsil eder:
Geçmişte, bu desen veya koşul ortaya çıktığında para kazanma olasılığı daha yüksektir.
Hepsi bu.
Bir model size sadece olasılığı söyler, sonucu değil. Belirli bir sonuç beklemeye başladığınızda, artık “olasılıkları işlemek” değil, “egonuzu korumak” olursunuz.
Sonuç rastgeledir, ancak olasılık rastgele değildir.
Bu, “Trading Psychology Analysis”te çok önemli bir ayrımdır:
-
Her işlemin sonucu rastgeledir.
-
Ancak, bir dizi işlemin genel olasılık dağılımı rastgele değildir.
Gerçekten etkili bir işlem yöntemi bile arka arkaya beş kayıp yaşayabilir. Bu, yöntemin etkisiz olduğu anlamına gelmez; sadece “kesinlik” beklentinizi karşılamadığı anlamına gelir.
Douglas, traderların performanslarını bir kumarhane gibi değerlendirmesi gerektiğine inanır:
Tek tek kazanç ve kayıplara odaklanmak yerine, çok sayıda uzun vadeli, yüksek hacimli işlem örneğine bakmalıyız.
Kâr, [beklenen değer × tekrar sayısı]’ndan gelir, tek bir yargınızın “doğru” veya “yanlış” olmasından değil.
“Her şey mümkündür”—bu aslında sizin avantajınızdır.
Douglas bu cümleyi tekrarlayıp durdu:
Her şey mümkündür.
Çoğu insan bunu bir tehdit olarak yorumlardı, ancak Douglas tam tersini kastetti.
Bir trader “her şeyin mümkün olduğunu” gerçekten kabul ettiğinde şunu keşfeder:
-
Kayıplar artık kişiselmiş gibi hissettirmez.
-
Zarar durdurma emirlerini belirlemek ve uygulamak temiz ve verimli hale gelir.
-
Tereddüt kayboldu
-
Aşırı güven de söndü.
Rastgeleliği kabul etmek karamsarlık değil, bir özgürleşme biçimidir.
Kesinlik takıntısını bıraktığınızda, uygulama yeteneğiniz aslında gelişir.
“Akış” durumu, heyecan veya çılgınlık değil, duygusal tarafsızlıktır.
“Akış durumu” genellikle yüksek heyecan veya gizem hissi olarak yanlış anlaşılır.
Douglas’ın tanımı çok basittir. “Akış” durumuna girmek şu anlama gelir:
-
İşlemin sonucuna karşı duygusal bir bağımlılığım yok.
-
Kendini “haklı” çıkarmaya gerek yok.
-
Hata yapmaktan korkmamak
-
İşlem planı uygulandıktan sonra müdahale etme dürtüsü yoktur.
Bir sonraki işlemi yapmanızın tek nedeni, planın bunu gerektirmesidir, şu anda kendinizi “güvenli” veya “korkulu” hissettiğiniz için değil.
Akış durumu, belirsizlik içinde işlem sürecine mutlak sadakat durumudur.
Neden buna “sayısal oyun” deniyor?
Douglas hiçbir sloganı desteklemedi, ancak fikirlerinin arkasındaki matematiksel mantık çok netti:
-
Desenleri tanımlayın ve olasılıksal avantajlar bulun.
-
Bu avantaj, olasılıksal bir yanlılık yaratır.
-
Avantajınızla uyumlu işlemleri tekrar tekrar ve büyük miktarlarda yürütmelisiniz.
-
Nihai sonuç ancak yeterli sayıda işlem örneği toplandıktan sonra ortaya çıkabilir.
Bu nedenle, deneyimli traderlar bunu basitçe özetler:
İşlemler özünde bir desen tanıma sayısal oyunudur.
Bu bir tahmin değil, sezgi değil, inanç değil.
Bu, olasılık, tekrar ve disiplinle ilgilidir.
Neden çoğu insan hala bunu iyi yapamıyor?
Birçok trader Douglas’a rasyonel olarak katılır, ancak duygusal ve pratikte onun sonuçlarını reddeder.
Yine de şunları yapacaklar:
-
Kendinizi tek bir işlemin başarısı veya başarısızlığı ile yargılayın.
-
Desenin her seferinde “işe yaramasını” ummak.
-
Bir kaybın saldırgan olduğunu hissetmek
-
İşlem sırasında kuralları değiştirmek
-
Birkaç kayıp yaşadıktan sonra, önceden etkili olan strateji durduruldu.
Başka bir deyişle, sözlü olarak olasılığa inanırlar, ancak pratikte her sonucun kesin olmasını beklerler.
Douglas’ın amacı size daha iyi işlem yöntemleri bulmayı öğretmek değildir.
Bir yönteme sahip olduğunuzda onu doğru kullanmakla da ilgili değil.
Sonuç olarak
Bu makale bize basit ama kabul etmesi zor bir gerçeği öğretiyor:
Sonucu kontrol edemezsiniz, ancak uygulamayı kontrol edebilirsiniz.
Bir model size olasılıklar verir, sözler değil. İstikrarlı kârlar, duygusal uyuşukluk ve tekrarlayan eylemler gerektirir.
Traderlar “kendilerini haklı çıkarmaya” çalışmayı bırakıp “olasılık sayılarının” kendileri için çalışmasına izin vermeye başladığında, işlem gerçekten doğru yola girer.
İşte o cümlenin ardındaki bütün anlam budur:
Piyasa, bir desen tanıma sayısal oyunudur.
